31 Ekim 2015 Cumartesi

Şerefsizim Düşünmüştüm Demeyin, Hemen Fikrinizi Gerçekleştirin!


New York Girişimcilik Laboratuvarında geçirdiğim dönem boyunca, işlerini kurmaya çalışan erken dönemlerindeki girişimciler ile düzenli olarak etkileşime girme ayrıcalığını tattım. Bu girişimciler genellikle bize sadece basit bir plan ve bir ton tutku ile gelirler.
Bizim işimiz ise onları en yalın ve en sade ürün(MVP-Minimum Viable Product) sayesinde  mümkün olduğunca hızlı ve maliyetsiz bir şekilde şu üç şeyin birleşimini yapabilecekleri noktaya getirmek: a) fikirlerinin pazar geçerliliğini kanıtlamak (ör. İlgi çekmek); b) ekiplerine bir şeyler katmak; ve c) projelerini belirli bir dereceye getirecek finansal kaynak bulmak.
MVP kavramı çok güzel tanımlanan bir şey ancak bunun ilkelerinin uygulanması zayıf bir şekilde sürdürülüyor.
Son bir kaç yıl içinde – bazıları başarılı, bazıları başarısız – 50 ürünün piyasaya sürümüne dahil olmam sürecinde, MVP'lerle ilişkin yanlış adımlara dair işin iç yüzünü kavrama yeteneğim gelişti ve birileri fazlasıyla ürün odaklı olduğunda sonucun ne olduğunu ilk elden gördüm.
LinkedIn’in ortak kurucusu olarak bilinen başkan yardımcısı Reid Hoffman’ın da dediği gibi: “Eğer ürününüzün ilk halinden utanmıyorsanız, ürününüzü piyasaya çok geç sürmüşsünüz demektir.”
Kilit Nokta Hızlı Tekrardır
MVP'nizi piyasaya ilk defa sürüyorsanız, hedef pazarınızın ya da ürününüzü erken benimseyenlerin (early adaptors) kim olacağı hakkında hiç bir fikriniz olmayacaktır. Kullanıcı kitleniz hakkında net bir fikriniz olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ancak gerçek şu ki, aslında hiç bir fikriniz yok.
Klasik yöntemlerle ne kadar pazar araştırması yaptığınızın gerçekten hiç bir önemi yok. Varsayıma dayalı ürününüz ile ilgili konuşmak için kapılarını çaldığınız müşteriler, paralarını almak için geri döndüğünüzde ortadan yok olurlar. Geleceği tahmin etmek konusundaki bu yetersizlik, “çark etmek” deyiminin var olmasına neden olmuştur.
Yeni ürünlerin başarısını kontrol eden bir kaç etmen var ve bunlar pazar araştırmasından çok, uygulamayla ilgililer. Orta Batı’daki okul çağında çocuğu olan anneleri hedef alıyor olabilirsiniz ancak aslında sizin kullanıcılarınız Gana’daki diktatörler olabilir. Örneğin, benim şirketim AlleyWatch’ı düşünün. Okuyucularımızın çoğunlukla üç eyalet kapsamında ve azınlıkla ülke çapında bir kaç teknik merkez olacağı beklentisi ile New York merkezli bir yayın olarak piyasaya çıktık. Artık yayınlarımız 200’den fazla ülkede okunuyor.
Teknolojinin güzelliği şu ki; sizin kullanıcı tabanına karşılık vermenize olanak sağlayan hızlı tekrarlara olanak sağlıyor. Ve karşılık veren duyarlı bir zihniyet, bağlanmayı güçlendirir.
Özellikler Üzerinde Vakit Kaybetmeyin
Bilgi ve sermaye kazanabilir ya da kaybedebilirsiniz ancak zaman hiç birimizin geri kazanamayacağı bir emtiadır. Zamanınızı kullanıcıların asla kullanmayacağı özellikleri takıntı haline getirmek yerine temel ürününüzü pazara mümkün olduğu kadar kısa süre içinde çıkarmaya harcamalısınız.
Kötü teknolojilerin, iyi işletmelere dönüştürüldüğünü ve gösterişli teknolojilerin uygulanabilir işler haline gelemediğini gösteren yüzlerce örnek var. Aralarındaki fark, uygulamalarında yatıyor.
Tekrar yaparken şunu unutmamak önemlidir; sizden bir işlev hakkında düzeltmeler yapmanızı isteyen insan sayısı kadar, işlerin şu an olduğu halinden memnun olan insanlar da bulunuyor. Bu insanlar ne düşündüklerini açıkça söylemezler çünkü hallerinden memnundurlar. Görüşlere dair basit istatistiksel bir analiz, insanların şikayet etmek konusunda iltifat etmekten daha istekli olduklarını gösterecektir.
Ben bu dersi zor yoldan öğrendim. Sadece mükemmel ürünü yaratmaya duyduğunuz tutkuya dayanarak, pazarın ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz ürünü piyasaya sürmek için inanılmaz derecede kibir sahibi olmanız gerekir. “X” ve “Y” özellikleri olmadan bunu sunamayacak olmanız düşüncesi (çünkü o zaman ürününüz tamamlanmamış olur) doğru değildir. Çoğunlukla, ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz özellikler, aslında pazara açılma stratejiniz için kritik öneme sahip değildir.
Temel Öğelerle Başlayın
Gerçekten ihtiyacınız olan şey, biraz acele ile çıkaracağınız temel bir üründür. Bu acele için ödeyeceğiniz bedel göz ardı edilebilir. Bugün, işlevsel bir prototipi piyasaya sürmenin bedeli, bu ürünün bir zamanki halinin bir parçasıdır.
Eğer Mona Lisa’nın dünyayı değiştirecek mühendislik ürünü bir eşini inşa ediyorsanız, yatırımcıları size 25 milyon dolar vermek konusunda ikna etmeniz gerekebilir. Ancak yeni kurulan işletmelerin çoğu için teknoloji, bir problemi çözen bir fikri uygulamaya koymak için bir araçtır ve bu girdi hızla metalaşmakta ve ucuzlamaktadır.
Ferrari türü bir ürün inşa edebilirsiniz ancak hedef kitleniz ve size ödeme yapacak kullanıcılarınız Lamborghini meraklısı olabilir. İşe önce bir Chrysler 300M – diğer bir deyişle “Bebek Bentley” – inşa ederek başlayın ve buradan ilerleyin. İşletmeniz çok daha uygulanabilir olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder